PaYLaŞBaK
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
PaYLaŞBaK

Bilgi Paylaştıkça Çoğalır
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Konu Başlığı
Antik Cam Tarihi
Konun Puanı
Nerdeyim?PaYLaŞBaK :: PaYLaŞBaK DeRSHaNe :: Ödevler :: Sosyal-Sosyoloji
Gözle

Antik Cam Tarihi

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
By_Dogushan
ADMİN
ADMİN
By_Dogushan
Cinsiyet: Erkek
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!!!
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 26/01/09
Mesaj Sayısı : 24
Kişisel İleti : Türkiyenin 1 Nuramalı Forumu
Puan:2424
Antik Cam Tarihi Vide
http://paylasbak.yetkinforum.com
MesajKonu: Antik Cam Tarihi Perş. Ocak 29, 2009 7:10 pm

Antik Cam Tarihi


Anadolu
Antik Camları

ANTİK CAM TARİHİ
Bronz Çağ
Cam yapımı, büyük
olasılıkla M.Ö 3. bin sonlarına doğru Bronz Çağ'da keşfedilmiştir. Arkeolojik
kanıtlar, bu keşfin Mezopotamya'da meydana gelmiş olduğunu ortaya koymaktadır.
Bu keşif, hiç şüphesiz, yöre boncuklarında, duvar fayanslarında, seramiklerde
ve diğer nesnelerde kullanılmış cam gibi sır üretimi sonucunda ortaya çıkmıştır.
Bu en erken dönemde cam, yarı değerli ve değerli taşlara alternatif olarak üretilmiştir.
Bu nedenle, hemen hemen tüm erken dönem camları şaffaf değildir ve oldukça parlak
renklerde üretilmişleridir. Cam her ne kadar bu dönemde silindir mühür, çubuk,
bazı küçük objelerin üretiminde ve kakma olarak kullanılmışsa da, en çok boncuk
üretiminde kullanılmıştır. Tüm erken dönem boyunca, cam soğukken işlenmiş ve
taşçılar tarafından kullanılan tekniklerle kesilmiştir.

Camdan yapılmış
kaplara ilk olarak MÖ 16. yüzyıl sonlarına doğru rastlanılır. Her ne kadar,
tarihlendirilebilir en erken örnek bugünkü Türkiye - Suriye sınırı yakınlarındaki
Amik Ovasında yer alan Atchana (antik Alalakh) yerleşiminde bulunmuşsa da, buluntuların
dağılımı en erken cam kapların kuzey Mezopotamya'da Mitanni Krallığı sınırları
içerisinde üretilmiş olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kapların hemen hemen hepsi
aynı şekilde iç kalıplama yöntemiyle küçük şişe, bardak ve kadeh olarak üretilmiştir.
Camın sıcakken işlenmesini gerektiren kap üretimi, cam teknelojisi için oldukça
önemli bir aşamadır. Kaplar arasındaki yakın benzerlikler, bunların olasılıkla
birbiriyle yakın temas halinde bulunan birkaç merkezde üretilmiş olduğunu ortaya
koymaktadır. Atölyeler çoğunlukla büyük yerleşim merkezlerinde veya cam üreticilerini
himaye eden hükümdarların veya dini liderlerin yaşadığı merkezlerde kurulmuşlardır.
MÖ 16. yüzyıl sonları ile, 14. yüzyıl arasında üretilmiş kapların biçimleri
arasında oldukça az değişiklik vardır. Bu durum camın Geç Bronz Çağ toplumunda
oynadığı dini ve geleneksel rolün bir göstergesi olarak ele alınabilir. İç kalıplama
yöntemiyle üretilmiş ilk kaplardan çok kısa bir süre sonra, cam üreticileri
mozaik camdan bardak, kase ve plaka üretmek üzere ayrı bir kalıplama yöntemi
geliştirmişlerdir.

İç kalıplama yönteminde
olduğu gibi, mozaik kalıplama yöntemi de Kuzey Mezopotamya'nın Hurrilerle ilişkili
bölgelerinde kullanılmıştır. Cam kaplara ek olarak boncuk, mühür, sallantılı
süs eşyaları, mücevher, mobilya kakması ve hatta küçük figürinlerin olmak üzere
birçok değişek nesne üretilmiştir.

Mezopotamya'da
üretilmiş cam eserler ve yapım teknikleri, çok kısa bir süre içerisinde Geç
Bronz Çağ medeniyetini oluşturan diğer merkezlere ihraç edimiştir. Bu merkezler
içinde en önemlisi Mısır'dır. Her ne kadar Mısır cam endüstrisini faaliyete
geçiren ilk güç dışarıdan gelmişse de, yerli zanaatkârlar kısa bir süre içerisinde
kendilerine özgü cam eşya tiplerini geliştrimişlerdir. Bu endüstri tam olgunluğa
MÖ 14. yüzyılın ilk yarısında firavun III. Amenhotep'in himayesinde erişmiştir.
Bu döneme ait arkeolojik bulgular geniş ölçekli bir üretime, yüksek bir teknolojiye
ve yerleşik atölyelere sahip olduğunu göstermektedir. Mısırlılar ağır ve korkusuz
bir madde olarak camın doğal özelliklerinin tamamen farkındaydılar. Bu nedenle
çoğunlukla yassı şişeler, sürahiler, amphoriskoslar, kavanozlar ve rastık koymaya
yarayan tüpler gibi küçük ve kapalı kaplar ürtemişlerdir. Tüm bu kaplarda, Mısır'ın
seramik, fayans ve sert çömlek kaplarının geleneksel formları örnek alınmıştır.
Bu kaplar kokulu yağların, vücut merhemlerinin ve kıymetli tütsülerin korunması
amacıyla kullanıldığı gibi, kozmetik ve ilaç muhafazası gibi gündelik amaçlarla
da kullanılmışlardır. Mısır cam endüstrisi kaplara ek olarak, mobilya, cenaze
eşyaları, kutsal yerler ve büyük mimari birimlerin dekorasyonu amacıyla, çoğunlukla
opak renklerde olmak üzere kakmalar ve çeşitli cam nesneler üretmiştir.

Geç Bronz Çağ boyunca
Doğu Akdeniz'in diğer bölgelerinde gerçekleştirilmiş olan cam eşya üretimiyle
ilgili kanıtlardan henüz kesin bir sonuç çıkarılamamıştır. Suriyeliler ve Kıbrıslılar,
Mısır'da üretilmiş olan eşya tiplerine çok benzeyen eşyalar üretmemiş olsalar
bile, ham camın üretiminde ve külçe cam ve bitirilmiş eşya ticaretinde aktif
bir rol oynadıkları tahmin edilmektedir.

Diğer taraftan
Miken Döneminde Yunanlıların, başlıca ürünü kalıpta şekillendirilmiş aplikeler
olan, yerli bir cam endüstrisine sapih oldukları kesindir.
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 24
Mesajın Ana Konusu:Antik Cam Tarihi
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 29, 2009 7:10 pm
Bu Mesajı Şikayet Et:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
By_Dogushan
ADMİN
ADMİN
By_Dogushan
Cinsiyet: Erkek
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!!!
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 26/01/09
Mesaj Sayısı : 24
Kişisel İleti : Türkiyenin 1 Nuramalı Forumu
Puan:2424
Antik Cam Tarihi Vide
http://paylasbak.yetkinforum.com
MesajKonu: Geri: Antik Cam Tarihi Perş. Ocak 29, 2009 7:10 pm

Demir Çağ
MÖ 11. yüzyılda
Akdeniz'in doğu ve Asya'nın batı bölgeleri karanlık bir dönemin etkisi altına
girmiştir. Bu dönemde, ulaşılmış olan medeniyet seviyesinde ve refahda çok önemli
bir düşüş gözlenmiştir. Bunun sonucu olarak ticarette gözlenen düşüş cam endüstrisini
de oldukça etkilemiştir. Geç Bronz Çğ'ın önemli İmparatorluklarının yıkılmasından
sonra, hem Mezopotamya'daki hem de Mısır'daki cam üretimlerinde uzun bir duraklama
olmuştur. Elimizde Erken Demir Çağ'da cam üretimini kanıtlayan kesin kanıtlar
bulunmamaktadır. Arkeolojik kayıtlardan tamamiyle silinmemiş olmakla birlikte,
MÖ 12. ve 8. yüzyıllar arasında cama oldukça seyrek rastlanılmaktadır. Fakat
bu hiçbir zaman camın bu dönemde bilinmediği anlamına gelmemektedir. Hem çivi
yazısı ile yazılmış Orta Babil Dönemi tabletlerinde, hem de Asur Niniveh tabletlerinde
konuyla ilgili bilgilere rastlanılmaktadır. Bu metinlerin, arkeolojik kayıtlarda
gözlenen dört asırlık boşluğu doldurduğu varsayılmaktadır. MÖ 9. yüzyıl sonlarında
tahrip edilmiş Hasunlu Kalesi'nde bulunan mozaik camdan yapılmış kırık bardakların
da gösterdiği gibi, bu dönemde de cam eserler nesilden nesile intikal eden değerli
eşyalar olarak saklanmışlardır.

Cam üretiminin
yeniden ortaya çıkmasıyla birlikte, birçok değişik formda, değişik amaçlar için
ve değişik tekniklerle üretilmiş cam eser ortaya çıkmıştır. Bununla beraber
günümüzde Mezopotamya'da veya Batı Asya'nın diğer bölgelerinde kurulmuş cam
atölyelerinin varlığını ortaya koyan çok az delil vardır. Nimrud Sarayının kuzeybatısında
türkuvaz renkli, opak ve segmental (tepesi düz, tabanı dışbükey olan yuvarlak
külçe) bir cam külçesi bulunmuş ve MÖ 7. yüzyıla tarihlendirilmiştir. Fakat,
yine Nimrud'da bulunmuş kırmızı, opak cam parçaları büyük olasılıkla Akamenid
Dönem'den daha öncesine ait degildir.

Camın ilk defa
büyük ölçekte kullanılması Fenike'de MÖ 1. binde fildişinden yapılmış eşyalar
üzerinde gerçekleştirilmiştir. Cam, fildişi üzerine kakma yöntemiyle işlenmiş
ve dekoratif amaçlarla kullanılmış çeşitli figürlerin ve çiçek desenlerinin
detaylarını vurgulayabilmek ve fildişine çok renkli bir görünüm vermek amacıyla
kullanılmıştır. MÖ 8. yüzyılın ilk yarısına tarihlendirilmiş olup bu camlar,
hem tek renkli, hem de mozaik cam kakmalardan oluşmaktadırlar. Fildişleri üzerine
işlenmiş tek renk cam kakmaların fildişi ustaları tarafından mozaik camların
ise belli bir beceri ve eğitim gerektirdiği için cam ustaları tarafından üretilmiş
oldukları önerilmiştir. Ancak, tek renkli cam kakmalar ile mozaik cam kakmaların
Fenikeli ustalarca yöresel imkanlarla mı, yoksa hammadde veya işlenmiş olarak
dışarıdan ithal edilmiş camdan mı yapıldıkları henüz kesinlik kazanmamıştır.

Camın fildişi üzerinden
kakma olarak kullanılmasından kısa bir süre sonra, cam kapların tekrar üretilmeye
başlandığı görülmektedir. Bu yeniden başlama, Mezopotamya'da Geç Bronz Çağ boyunca
kullanılmış olan iç kalıplama yönteminin tekrar canlanmasıyla MÖ 8. yüzyılın
ikinci yarısında meydana gelmiştir. İç kalıplama yöntemiyle biçimlendirilmiş
olan kapların, aşağıda anlatılacak olan kalıplama yöntemiyle ve kesilerek biçimlendirilmiş
kaplar değerli olmadığı, bunlara krallığa ait yerleşim birimleriyle ilgili mekanlardan
çok, özel mezarlarda rastlanılmasından anlaşılmaktadır. Bu kaplar MÖ 7. yüzyılda
İran'a ihraç edilmişlerdir. Susa'da yerel Geç Elam endüstrisi tarafından üretilmiş
olan sayısız kap ise, Mezopotamya'da üretilmiş olan kapların gerçek birer kopyasıdır.

İç kalıplama yöntemiyle
üretilmiş diğer kaplar ise, Urartu yerleşim birimi Karmir Blur'da ve Suriye
ve Filistin'de bulunmuşlardır. İç kalıplama yöntemiyle üretilmiş önemli miktarda
alabastronlar ise Rodos'da bulunmuştur. Bu kapların Mezopotamya'da üretilip,
daha sonra Rodos'a ihraç edilmiş olmaları mümkün olduğu gibi, Rodos'a göç etmiş
Mezopotamyalı ustalar tarafından üretilmiş olmaları da olasıdır. Fakat, her
durumda Rodos MÖ 6. yüzyıl ortalarında iç kalıplama yöntemiyle cam kaplar üreten
önemli bir merkez haline gelmiştir. Daha sonra bu zanaat Akdeniz ve Karadeniz
bölgelerine büyük olasılıkla buradan yayılmıştır.

Şimdiye kadar incelenmiş
olan Demir Çağa ait kaplar arasında gerek teknik, gerek dekorasyon ve gerekse
gerçek değer açısından en ilginç grubu kalıplama yöntemiyle üretilmiş ve kesilmiş
kaplar oluşturmaktadır. Bunlar Bronz Çağ kaplarında hem görünüş, hem teknik
açıdan belirgin bir açıdan belirgin bir şekilde ayrılırlar. Bu kaplar kalıplama
yöntemiyle ve en çok da balmumundan yapılmış veya balmumu sürülmüş tek parça
bir dış kalıba üretilmiş camın dökülmesi anlamına gelen "lost - wax" tekniği
ile şekillendirilmişler, daha sonra taş üreticileri tarafından kullanılan, taşlama,
kesme delme ve cilalama yöntemleriyle bitirilmişlerdir. Kıymetli metallerden
ve taştan yapılmış olan kaplar, hem biçim hem süsleme teknikleri açısından bu
eserlere örnek teşkil etmişlerdir. Daha erken dönemlerde yapılmış olan cam eserlerden
farklı olarak, Demir Çağ eserleri çoğunlukla renksiz veya açık yeşil, şeffaf
cam olmak üzere tek renk olarak çalışılmıştır. Bu dönemde cam üreticilerinin
kaya kristali veya yarı değerli diğer şeffaf taşları taklit ettikleri anlaşılmaktadır.
MÖ 2. binyılda ustaların dikkatini çekmiş olan lapis veya türkuvaz gibi mat
taşlara önem verilmemiştir. Bu dönemde şeffaf cam üretiminin tercih edilmesini,
ustaların camın şeffaf ve gözeneksiz olması gibi özel niteliklerini farketmiş
olmalarına bağlayabiliriz.

Kalıplama yöntemiyle
üretilmiş en önemli ve en kalabalık buluntu grubu Nimrud'da bulunan Asur saraylarından
ele geçirilmiştir. Her ne kadar, Nimrud parçalarının büyük bir kısmı MÖ 612
yılında meydana gelmiş tahribatın döküntü tabakasından bulunmuşlarsa da, Sargon
Vazosu MÖ 715 yılının, kalıplama yoluyla üretilmiş ve kesilmiş cam kapların
başlangıç yılı olarak kabul edilmesi için terminus ante quem sağlamaktadır.
Düz kaselere ek olarak, çark ile dekora edilmiş oldukça nadide parçalara da
rastlanılmaktadır. Kakma yöntemiyle süslenmiş, boyalı bir kaseye ait iki parça
ise, bir başka kaseye kanıt oluşturmaktadır. "Lost - wax" kalıplama yöntemi
ile kesme, boyama ve mozaik cam kakma yöntemlerinin birarada kullanıldığı bu
iki parça, cam üreticilerinin o dönemde erişmiş oldukları mükemmel ustalık derecesini
göstermektedir. Bu parçaların yanı sıra Filistin Megido'da bu derecede de mükemmel
işçiliğe sahip olmasalar da, birkaç cam kozmetik paleti bulunmuştur. Bunlar
bu bölgede oldukça yaygın olarak kullanılan taş paletlerin ki, bu taş paletlerden
yalnız Megido'da 35 adet bulunmuştur, çok yakın benzerleridir. Diğer taraftan
MÖ 8. Yüzyıl ile arasında Filistin'de cam üretildiğini gösteren herhangi bir
kanıt yoktur. Fakat bu paletlerin yapımında kullanılan cam ile, yukarıda anlatılmış
olan kapların yapımında kullanılmış olan cam aynıdır. Bu nedenle, taş ve bazen
de fayansdan yapılmış paletler de olduğu gibi, bunların da Fenikeli ustalar
tarafından üretildikleri tahmin edilmektedir.

Her ne kadar bu
kapların tutarlı bir grup oluşturdukları ve kronolojilerinin de iyi tanımlandığı
uzun zamandan beri kabul edilmekteyse de, bu kapların kesin üretim yerleri hakkında
ortak bir görüş bulunmamaktadır. Bu endüstrinin Fenike'ye veya Nimrud parçalarında
olduğu gibi Asur saraylarında çalışan Fenikeli ustalara arfedilmesi gereklidir.
Böylece Fenikeli ustaların Demir Çağ cam üretiminde oynadıkları önemli rol de
ortaya konmuş olmaktadır. Çeşitli merkezlerden ve sistemlerden derlenmiş olan
Fenike cam sanatı, değişik pazarlar için lüks cam eserler üreten Fenikeli cam
ustalarının kabiliyetinde son şeklini almıştır.
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 25
Mesajın Ana Konusu:Antik Cam Tarihi
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 29, 2009 7:10 pm
Bu Mesajı Şikayet Et:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
By_Dogushan
ADMİN
ADMİN
By_Dogushan
Cinsiyet: Erkek
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!!!
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 26/01/09
Mesaj Sayısı : 24
Kişisel İleti : Türkiyenin 1 Nuramalı Forumu
Puan:2424
Antik Cam Tarihi Vide
http://paylasbak.yetkinforum.com
MesajKonu: Geri: Antik Cam Tarihi Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm

Klasik Dönem

MÖ 6. ve 1. yüzyıllar
arasında üretilmiş cam eserler arasında en büyük payı, iç kalıplama yöntemiyle
üretilmiş kaplar almaktadır. Bunlar çoğunlukla kokulu yağlar, merhemler, parfüm
ve kozmetik ürünler koymak için yapılmış küçük şişelerden oluşmaktadır. Bu şişeler
ve içerikleri gündelik hayatın birer parçası olarak evlerde, kutsal mekanlarda
tanrılara adak ve cenaze törenlerinde ölüyü yağlamak için kullanılmıştır. Biçim
olarak Yunan kapları özellikle taklit edilmiştir; fakat parlak renkleri ve canlı
motifleriyle cam şişeler her zaman ön planda olmuşlardır.

Birbirini izleyen
üç üretim dönemi saptanmıştır. Her dönemin yeni bir form grubu, süsleme motifleri,
kulp biçimleri ve renk kombinasyonları vardır. Akdeniz'i çevreleyen ülkelerde
yaygın olarak gözlenmelerine rağmen, kesin üretim yerleri henüz saptanamamıştır.
Rodos, Kıbrıs, güney İtalya ve Fenike'nin kıyı şehirleri olası üretim merkezleri
olarak önerilmiştir; ancak, özgün cam üreten birkaç merkezin varlığı daha olası
gözükmektedir.

MÖ 5. yüzyılda,
balmumundan yapılmış veya balmumu sürülmüş tek parça bir dış kalıba erimiş camın
dökülerek şekil verilmesi anlamına gelen "lost - wax" tekniğini kullanan yeni
bir endüstri, Perslerin himayesinde üretime başlamıştır. Modellerini dönemin
madeni eşyalarından kopya eden bu endüstri, çok özenle yapılmış lüks sofra takımları
üretmiştir. Bunların büyük çoğunluğu renksiz camdan, kaya kristali taklit edilerek
yapılmıştır. Pers Dönemine ait cam eserlerden oluşan en büyük buluntu grubu,
Persepolis'de MÖ 331 yılında Büyük İskender'in Akamenid Krallığını zapt etmesi
sırasında tahrip edilmiş olan sarayın hazine dairesinden ele geçirilmiştir.
Diğer örnekler ise, birbirlerinden oldukça uzak ve farklı özelliklere sahip
yerleşimlerden elde edilmiştir. Bu nedenle, bu endüstrinin İran toprakları içerisinde
mi, yoksa batı eyaletlerinden birinde ve hatta İmparatorluğun en dış sınırında
yer alan Yunan şehirlerinden birinde mi faaliyet göstermiş olduğunu belirlemek
oldukça güçtür. Bununla beraber, Pers gümüş takımları ile aralarındaki yakın
benzerlikler, bu endüstrinin nerede kurulmuş olursa olsun, Akamenid yöneticilerin
himayesinde faaliyet göstermiş olduğunu ortaya koymaktadır.

Helenistik Dönem

Helenistik Dönemde
cam üreten başlıca iki önemli merkez vardır. Bunlardan ilki, Suriye sahil şeridinde
bulunan şehirler, diğeri ise Mısır Ptolema Krallığının başşehri İskenderiye'dir.
Suriye'de iç kalıplama yöntemiyle üretilmiş geleneksel merhem şişelerinin üretimine
MÖ 1. yüzyıla kadar devam edilmiştir. Bunlara ek olarak, yine kalıplama yöntemiyle
oldukça çok sayıda kase üretilmiştir. Kaseler çoğunlukla çizgi ve yiv bezelidir.
Daha geç dönemlerde ise, yumrularla veya kısa kaburgalarla da bezenmişlerdir.
İskenderiye'de üretilmiş olan cam eserlerin ise, daha gelişmiş bir teknikle
üretilmiş ve daha zarif görünümlü olduklarını görüyoruz. Kalıplama yöntemiyle
üretilmiş ve kesme yöntemiyle bezenmiş bu kaplar aynı zamanda çok değişik biçimlerde
üretilmişlerdir ve sanatsal yönleri de ağır basmaktadır. Bu dönemde İskenderiyeli
cam ustaları mozaik üretebilecek ve iki cam tabaka arasına altından yapılmış
bir levha ("sandwich gold - glass") koyabilecek ustalığa ve bilgiye sahiptiler.
Tüm bu eserler, Kanosa Grubu olarak bilinen ve MÖ 3. yüzyılın ikinci yarısına
tarihlendirebilecek cam sofra takımları ile temsil edilmektedir. Bunların, antik
cam üreticileri tarafından planlanarak, tam set halinde üretilmiş ilk yemek
takımları olduğu iddia edilmektedir. Akamenid Dönem camlarında olduğu gibi,
bu takımların üretiminde de, o günlerin seramik ve madeni eşyalarında yaygın
olarak kullanılmış biçimler kopya edilmiştir. Bu dönemden başlamak üzere camın,
özellikle gümüş yemek takımlarına ve kadehlere karşı daha cazip ve renkli bir
alternatif olarak daha çok tanınmaya ve önem kazanmaya başlamış olduğu açıkça
belli olmaktadır. Suriye ve İskenderiye'de üretilmiş olan cam eşyalar, her ne
kadar, İtalya Güney Rusya ve Küçük Asya'yı içine alan geniş bir alan üzerine
yayılmışlarsa da, üretimleri oldukça emek ve masraf gerektirmekteydi. Bu nedenle,
cam eşyalar diğer mallarla kıyaslandıklarında her zaman için daha kıt ve pahalı
mallar olarak kalmışlardır. Üretimleri de, etkin Yunan şehirlerinin zengin mensuplarının
veya Helenistik Dönem kral ailelerinin himayesinde sürmüştür.
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 26
Mesajın Ana Konusu:Antik Cam Tarihi
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm
Bu Mesajı Şikayet Et:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
By_Dogushan
ADMİN
ADMİN
By_Dogushan
Cinsiyet: Erkek
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!!!
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 26/01/09
Mesaj Sayısı : 24
Kişisel İleti : Türkiyenin 1 Nuramalı Forumu
Puan:2424
Antik Cam Tarihi Vide
http://paylasbak.yetkinforum.com
MesajKonu: Geri: Antik Cam Tarihi Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm

Roma Dönemi

Roma Dönemi cam
endüstri, Helenistik cam üreticilerinden alınan ilham ve tecrübe ile kurulmuştur.
Zaman içerisinde gelişerek bağımsız, yeniliklere açık ve camcılık sanatını Batı
Avrupa yerleşimlerine tanıtan bir endüstri haline dönüşmüştür. Cam, bu endüstrinin
gelişmesiyle bağlantılı olarak ilk defa daha ucuza ve büyük miktarlarda üretilmeye
başlanmıştır. Endüstriye hız kazandıran kuvvet, cam üfleme tekniğinin tesadüfen
fakat uygun zamanda bulunmuş olmasıdır. Bununla beraber, camın çok az bulunan
lüks bir meta olmaktan çıkıp yaygın olarak kullanılmaya başlanması yalnızca
bu teknolojik gelişmeyle açıklanamaz. Bu hızlı gelişmede bazı diğer faktörlerin
de önemli rolü olmuştur. Bu faktörlerin ilki, erken İmparatorluk döneminde ticaret
faaliyetlerinin, Augustus tarafından tesis edilmiş barış ortamıyla birlikte
oldukça önemli derecede artmış olmasıdır. İkincisi ise, MÖ 1. yüzyılda Romalılar
tarafından başlatılmış olan doğu seferleridir. Suriye'nin ilhakı ve Romalıların
Filistin ve Mısır'la daha fazla ilgilenmeye başlaması, çok uzun süredir cam
üreten merkezlerle direkt ilişkide bulunmalarına neden olmuştur.

Romalıların, Augustus
zamanında sivil mimaride geliştirmiş oldukları farklı mermer üslubunda olduğu
gibi, değişik amaçlı cam eşya üretimi için de aşırı hevesli oldukları söylenebilir.
Camı yalnızca gündelik eşyaların üretiminde değil, aynı zamanda mozaik, pano
ve dış cephe kaplaması gibi dekoratif amaçlarla da kullanmışlardır. Camı, örneğin
pencere camı olarak veya arkasını metal folyo ile (altın veya gümüş) sırlayıp
aksedici bir malzeme olarak da ilk kullanan yine Romalılardır. Günümüzde pencere
camları ve aynalar, gündelik hayatın o kadar doğal ve ayrılmaz parçaları haline
gelmişlerdir ki, bugün bu keşiflerin önemli kavramamız güç olmaktadır. Ayrıca
erken İmparatorluk döneminden üretilmiş olan etkileyici sofra takımları ve gündelik
eşyalar da bunların değerine gölge düşürmektedir. Cam mozaikler, panolar ve
pencere camları, Roma dünyasının her tarafında cam şişelerle birlikte yaygın
olarak kullanılmışlardır. Kısaca, Romalılar bugün çok doğal kabul edilen camın,
tüm çeşitlerini üretebilmişlerdir.

Bu çeşitliliği
bakarak, Romalıların her tür yeniliğe ve deneye hevesli olduklarını söyleyebiliriz.
Bu heves ve merak ustaların mahareti ile birleşince, henüz gelişmeye başlamış
olan cam endüstrisinin çok başarılı bir sanata dönüşmesine neden olmuştur. Yeni
fomlar, teknikler, renkler ve süslemeler büyük bir şevkle uygulanmıştır. Romalıların
bu özelliğinden, bu döneme ait az sayıdaki kaynaklarda da söz edilmektedir.
Bunlardan belki de en çok bilineni Trimalchio anlatılmış olar hikayedir. Bu
hikaye, bir cam ustasının İmparator Tiberius'a hediye ettiği kırılmaz cam kaseyle
ilgilidir. Kırılmaz camdan yapılmış bu kasenin bir başka özelliği de, çarpma
sonucu veya benzeri bir nedenle çöken veya çentiklenen kasenin bir çekiç yardımıyla
eski haline döndürülebilmesidir. Bu buluşu nedeniyle İmparator tarafından kesin
olarak ödüllendirileceğine inanan bu usta tam aksine kral tarafından idam ettirilmiştir.
Çünkü kral, bu sırrın öğrenilip yaygın olarak kullanılmaya başlamasıyla, altının
tüm değerini kaybedebileceğinden korkmuştur. Bu hikaye camın MS 1. yüzyıl başlarındaki
önemini ve Romalılar'ın konuyla ilgili yeni buluşlara ve deneyimlere ne kadar
açık olduklarını göstermektedir. Fakat üzülerek belirtmek isterim ki, bu olay
bazı araştırmacılar tarafından Roma dünyasının teknik gelişmelere karşı duyarsız
olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Halbuki Roma cam endüstri tarafından üretilmiş
olan eserler bu görüşü çürütmektedirler.

Roma cam endüstrisinin
büyüklüğü ve karmaşık yapısı bazı önemli noktaların saptanabilmesine olanak
sağlamıştır. İlk olarak cam tipleri, özellikle kaplar arasındaki farklılıkların
açıkca ortaya konması gereklidir. Bu cam kaplardan bazıları, herkes tarafından
da kolayca anlaşılabileceği gibi, lüks eşyalar olarak üretilmişler ve bugün
olduğu gibi antik dönemde de sanatsal ağırlıklarına göre değerlendirilmişlerdir.
Örneğin Kameo Camları hiç şüphesiz bu kategori içinde yer almaktadır. Bu oldukça
kıymetli parçaların bazıları işlevsel olmakla birlikte, bazıları yalnızca dekoratif
amaçlarla kullanılmışlardır. Bu kategorinin hemen altındaki grupta ise, oldukça
özenle ürtilmiş ve dekore edilmiş sofra takımları yer alır. Kalıba üfleme tekniği
ile üretilmiş ve ustası tarafından damgalanmış birçok cam eşya bu grupta yer
almaktadır. Bir alt kategoride ise, daha sıradan, günlük kullanım amacıyla üretilmiş
fakat buna rağmen oldukça çekici olan, depolama ve servis amacıyla kullanılmış
testiler, şişeler ve yassı şişeler yer almaktadır. Son kategoride ise, büyük
miktarlarda üretilmiş ve ucuza mal edilmiş parfüm şişeleri yer alır.

Oldukça çok sayıda
değişik özelliğe sahip bu mallar, cam endüstrisinin hizmet ettiği pazarların
farklı özelliklerini yansıtmaktadır. Dağılımın bir ucunda Roma toplumunun yüksek
sınıfına mensup müşteriler tarafından alınmış parçalar bulunmaktadır. Hatta
yakın geçmişte, örneğin Portland Vazosu gibi bazı mükemmel parçaların Kraliyet
ailesi için özel olarak üretilmiş olduğu tartışması yapılmıştır. Aynı şekilde
Geç Roma Dönemi vasa diatretalarına örnek olarak gösterilebilecek (şu anda tahrip
edilmiş durumda olan) ve çubuklar halinde kesilebilmiş Strasbourg kabı ("cage
- cup") üzerinde de (MS 287 - 305) İmparator Maximian isminin bulunduğu görülmektedir.
Dağılımın öbür ucundu ise, Augustus zamanında yaşamış olan Strabo'nun deyişiyle
"bir bakır sikkeye alınabilecek camlar" bulunmaktadır. Aslında bu grupta yer
alan bazı şişelerin kullandıktan sonra atılmak üzere üretilmiş olduklarını düşünebiliriz.
Sonuç olarak, hiç tereddütsüz Roma Döneminde camın az veya çok kullanılmakta
olan seramik türlerinin yerini aldığını söyleyebiliriz.

Göz önünde bulundurulması
gereken üçüncü husus endüstrinin dağılımıdır. Genel olarak kabul gören görüş
Suriye, Mısır, İtalya ve Rhen Bölgesi'nde başlıca birkaç üretim merkezinin bulunduğudur.
Diğer taraftan, Roma topraklarının hemen hemen her tarafında rastlanan üfleme
camlar, İmparatorluğun her bölgesinde, en azından MS 1. yüzyıl sonlarından başlamak
üzere, cam atölyelerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır. Bu belirgin çelişki
daha önce de anlatıldığı gibi, üretilmiş mallar arasında gruplandırmalar yapılarak
önlenmektedir. Gündelik kullanılmış eşyaların büyük çoğunluğunun yerel olarak,
olasılıkla gezginci ustalar tarafından geçici imkanlar değerlendirilerek üetildiği
tahmin edilmektedir. Üretimin geçici olarak yapılması, bugün neden arkeolojik
yerleşimlerin ancak çok azında yerleşik cam atölyelerinin bulunduğunu açıklamamıza
yardımcı olmaktadır. Aynı şekilde, dağıtımlarının çok sınırlı olması nedeniyle,
yaygın olarak kullanılan yöresel kapların çok değişik formlarda olduğunu görüyoruz.
Basit ve çoğunlukla özensiz üretilmiş olmalarına rağmen, bunların gerek üretildikleri
coğrafi bölgelere, gerekse kronolojilerine göre sınıflandırmaları oldukça zor
olmaktadır. Ayrıca camın herkes tarafından sevilmesi ve talep edilmesi endüstrisinin
parçalanmasına neden olmuştur. MS 3. yüzyılda Britanya gibi uzak eyaletlerde
bile, küçük çapta da olsa cam endüstrisinin var olduğundan söz edebiliyoruz.

Çok doğal olarak
kaliteli cam eserler yerleşik fabrikalarda üretilmişlerdir. Bu fabrikalardan
bazılarının varlıkları, kullanmış oldukları kalıplardaki markalarla ispatlanabilmektedir.
Bu gibi "ara grupta" yeralan ve yaygın olarak kullanılmış eserlerin formları
ve süsleme tarzları arasındaki ince farklılıklar, bölgesel özelliklerin saptanmasında
kullanılabilir. Bu eşyalar üretimden sonra, belirli bir alan üzerinde alınıp
satılmış ve kullanılmışlardır. Ancak çok özel durumlarda, bu belirli alanların
dışına çıktıkları görülmektedir. Herşeye rağmen, Roma camları arasındaki genel
benzerlik, çeşitli üretim merkezleri arasındaki sürekli ilişkiyi ifade etmektedir.
Bu ilişkiler olasılıkla İmparatorluğun bir bölgesinden diğer bir bölgesine göç
eden ustalar tarafından teşvik edilmiştir. Bu konuya örnek verebilecek oldukça
çok sayıda epigrafik belge vardır. Bu belgeler bir çok Suriyeli ve Mısırlı ustanın
camcılık dahil birkaç farklı zanaat kolunu icra etmek üzere Batı'ya gittiklerini
söylemektedir.

Son olarak, lüks
camların açıkça belli olduğu üzere bu konuda uzman olmuş çok az sayıdaki atölyelerde
üretilmiş olduklarını söyleyebiliriz. Bazı kaynaklarda figürlü gümüş tabakların,
geç antik dönem toplumları üst sınıf mensuplarının ilgi ve zevk birlikteliğini
yansıttığı söylenmektedir. Gümüş tabaklar da olduğu gibi, lüks cam eserler de
Roma toplumuna mensup soylular tarafından sahip olunmuştur. Bu kişilerin maddi
çevreleri, ortak sosyal ve kültürel geçmişlerini yansıtmaktadır. Aynı zamanda,
birbirleriyle oldukça benzer özelliklere sahip iki Geç Roma Dönemi cam grubu
olan Kameo Camları ve vasa diatreta'ların oldukça farklı bölgelere dağılmış
olduklarını görüyoruz. Bu durumu değerlendirerek, lüks camlara sahip sınıfın
İmparatorluğun bir ucundan diğer ucuna serbestçe seyahat edebildikleri tartışması
da ortaya konabilir. Harden tarafından uzak bölgeler arasında yapılan cam eşya
ticaretiyle ilgili çalışmalar sırasında bir başka önemli nokta daha vurgulanmıştır.
Bu, çok ince olarak üretilmiş çok kenarlı ve renksiz cam kaselerin ortaya çıkarılmasıdır.
Bu kaseler bir alet yardımıyla kesilerek dekore edilmişlerdir.
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 27
Mesajın Ana Konusu:Antik Cam Tarihi
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm
Bu Mesajı Şikayet Et:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
By_Dogushan
ADMİN
ADMİN
By_Dogushan
Cinsiyet: Erkek
Bu Alana Reklam Verebilirsiniz!!!
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 26/01/09
Mesaj Sayısı : 24
Kişisel İleti : Türkiyenin 1 Nuramalı Forumu
Puan:2424
Antik Cam Tarihi Vide
http://paylasbak.yetkinforum.com
MesajKonu: Geri: Antik Cam Tarihi Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm

Sonuç
Antik cam eserlerin
tarihi üzerine yapılmış bu kısa araştırma boyunca baskın olan tema, sanatkarları
himaye eden varlıklı kimselerin oynadığı roldür. Cam, çoğu kez kralların himayesinde
ve krala bağlı olarak faaliyet gösteren atölyelerde veya zengin müşterilerin
gereksinimlerini karşılamak amacıyla üretilmiştir. Bununla beraber, ilk günden
beri değerli taşlara ve insan eliyle yapılmış madeni eşyalara alternatif olarak
üretilmiş ve kullanılmıştır. Roma Döneminden itibaren, hemen hemen tüm cam eşyaların
üretiminde taş, maden ve seramik eşyalar taklit edilmiştir. Bu nedenle camın
yaratmış olduğu şaşırtıcı boyutlardaki ilginin anlaşılması biraz zor olmaktadır.
Her ne kadar cam, yarı değerli taşların sahip olduğu yarı şeffaflığa, pürüssüzlüğe
sahipse de, onlar kadar dayanıklı değeldi. Diğer tarftan gümüşü para olarak
kullanmak olası ise de, cam geçici değere sahip bir malzemedir. Ancak seramikle
kıyaslandığında bazı olumlu özelliklere sahiptir. Kırıldığında toplanıp, tekrar
eritilmesi ve işlenmesi mümkündür. Bunun yanı sıra camın, sıcak olduğu zaman
dövülme kabiliyetine soğuduğunda ise bükülebilme kabiliyetine sahip olması,
zanaatkarlara ustalıklarını sergileme olanağını vermiştir. Böylece değişik şekillerde,
renklerde ve bezemede birçok parça üretilmiştir. Tatsız ve kokusuz olması nedeniyle
depolama amaçlı kitaplar için de ideal bir malzemedir. Ağzı sıkıca kapandığında
içine konmuş malzemeyi oldukça uzun bir süre muhafaza etmektedir. Diğerleriyle
mukayese edildiğinde daha hafif olan camın aynı zamanda işlenmemiş olarak, bitirilmiş
olarak veya ufak parçalar halinde nakil edilebilmesi de mümkün olmaktaydı. Tekrar
eritilip kullanılmak üzere bekleyen cam kırıntılarının aslında çok az değeri
vardır; fakat yetenekli cam üreticilerinin ellerinde ticari ve kullanım değeri
yüksek olan cam eşyalara dönüştürülmekteydiler. Antik Dönemde ticarete konu
olan cam, bu nedenlerle bazı özel amaçlara hizmet etmekteydi ve örneğin değerli
madenlerin taşınmasında söz konusu olan bazı tehlikeler cam için geçerli değildi.

Camın keşfi, insanoğlunun
bu malzemeyi kullanarak hayal edilebilen her biçimde ve sayısız amaca yönelik
eşyalar üretmesine olanak sağlamıştır. Tüm antik çağ boyunca camın çok cazip
bir malzeme olarak karşımıza çıkmasının nedeni, hiç şüphesiz bu pratik özelliklerinden
kaynaklanmaktadır; fakat aynı zamanda insanoğlu tarafından keşfedilmiş yapay
bir malzeme olmasıyla da ilişkilendirilebilir. Camın sırrı hammaddeyi ürrettikten
sonra buna çekici, fakat oldukça da kullanışlı bir biçim verebilecek uzman yeteneklere
gerek olmasında yatmaktaydı. Roma Döneminde cam üfleme tekniğinin geliştirilmesi,
bu özgün endüstrinin ürünlerine sokaktaki adamın da ulaşmasını sağlamıştır.
Böylece cam lüks bir malzeme olmaktan çıkmıştır; ancak varlıklı kişilerin kaliteli
parçalara karşı olan beğenisi süregelmiştir. Bu nedenle camın toplumsal sınıf
farklarını ortadan kaldıran önemli bir malzeme olduğu söylenebilir. Camın Roma
Dönemine tarihlenen tüm arkeolojik yerleşimlerde bulunması, Roma imparatorluğunun
birbirinden tamamen farklı coğrafi bölgeleri ve sosyal öğeleri arasındaki açığı
kapamadaki rolünün en iyi kanıtıdır.
Detaylı Mesaj Bilgileri
Mesaj No: 28
Mesajın Ana Konusu:Antik Cam Tarihi
Gönderilme Tarihi:Perş. Ocak 29, 2009 7:11 pm
Bu Mesajı Şikayet Et:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Antik Cam Tarihi

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası
FORUMUMUZDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR
1 - Arama Yapmadan Konu Açmayın.
2 - Mesaj Yazarken Başlıklar Konularla Alakalı Olmalır.
3 - Konularımızı Alakalı Başlıklar Altında Açalım.
4 - Aynı Konuya Ard Arda Mesaj Atmayın(flood Yapmayın)
5 - Bu Kurullara Uymamakta Israr Edenler Siteden Belirli Bir Süreliğine Yada Tamamen Uzaklaştırılır.





Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PaYLaŞBaK :: PaYLaŞBaK DeRSHaNe :: Ödevler :: Sosyal-Sosyoloji -


Yeni bir forum kurmak | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar